TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/1836
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by Author "02.09. Department of Translation and Interpreting / Mütercim ve Tercümanlık Bölümü"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Article Anlatı Şemaları Aracılığıyla Kürk Mantolu Madonna’da Anlatı İzlemlerinin Göstergebilimsel Bir Gözlemi(2021) Büyükkarcı, Orhun; 02.09. Department of Translation and Interpreting / Mütercim ve Tercümanlık Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu çalışma, göstergebilim kuramını ve Türk edebiyatını Sabahattin Ali’nin en tanınmış eserlerinden, Kürk Mantolu Madonna üstünde bir uygulamada birleştirmektedir. Çağdaş göstergebilim temellerini C. S. Peirce ve Ferdinand de Saussure’den alır. Bu iki filozofun görüşlerinden birçok göstergebilim dalı türemiştir ve bunlardan biri de A. J. Greimas’ın öncülüğünde, anlatısal yapıları ortaya çıkarmakla ve yazınsal eserlerin anlamlandırılmasıyla ilgilenen yazınsal-anlatısal göstergebilim dalıdır. Yazınsal göstergebilim bir anlatının, söylemsel, anlatısal ve derin yapı olmak üzere üç düzeyde incelenmesi gerektiği fikrini varsayar. Buna bağlı olarak, bu çalışmanın birincil amacı, yazınsal göstergebilimin çözümleme aygıtlarından biri olan anlatı şemalarını kullanarak Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna romanının anlatısal düzenini ortaya çıkarmaktır. Bunu yapmanın söz konusu romandaki ana aktörlerin anlatı izlemleri hakkında açık bilgiler vereceğine inanılmaktadır. Bu aktörler sırasıyla isimsiz anlatıcı, Raif Efendi, Maria Puder ve Raif Efendi’nin ailesidir ve hepsinin anlatı içinde ulaşmak istediği kendi hedefleri vardır. Buna bağlı olarak, bu aktörlerin anlatı izlemlerini ortaya çıkarmak, göstergebilimsel bakış açısıyla bir edebi eserin anlatı düzeyi incelemesinin netleştirilmesine de yardımcı olacaktır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında, çalışmadaki göstergebilimsel yönteme dair bilgi verilmiştir, ikinci kısımda ise romanın anlatı düzeyi incelemesi yer almaktadır. Son olarak sonuç bölümünde romanın anlatı düzenine yönelik elde edilen bilgiler ‘zamansal hiyerarşi ve anlatı izlemleri arasındaki ilişkiler’, ‘bilişsel göndericiler’, ‘başarı ve başarısızlıkla biten izlemler’ ve ‘izlemler arasında köprü kuran anahtar olaylar’ başlıkları altında tartışılmıştır. Bu çalışmanın okuyucuların üç noktayı kavramada yardımcı olacağına inanılmaktadır: Sabahattin Ali’nin kurgu oluşturmadaki yazarlık becerisi, Kürk Mantolu Madonna’nın yapısal durumu ve son olarak yazınsal göstergebilim yaklaşımının muhtemel bir uygulaması.Article Bram Stoker'in Drakulası ve Drakula'nın Dehşeti Film Uyarlamalarının Drakula Romanı ile Karşılaştırılması(2020) Diler, Uğur; Diler, Uğur; 02.09. Department of Translation and Interpreting / Mütercim ve Tercümanlık Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiEn çekici ama aynı zamanda korkutucu efsanevi varlıklardan biri vampirlerdir. Vampir efsanesi Babil’e kadar uzanmaktadır. İlk vampirler, Babil vampiri olarak bilinen Ekimmus’tur. Pek çok eski çağ toplumlarında vampir efsaneleri vardı ve bu efsanelerde vampirler insan ruhu veya kanından beslenen kötü yaratıklar olarak tasvir ediliyordu. Bununla birlikte, en tanınmış vampir 1987’de Bram Stoker tarafından yazılmış olan Drakula adlı eserindeki kurgusal bir karakter olan Kont Drakula’dır. Bram Stoker, Romanya’daki Walachia’nın zalim hükümdarı Vlad Drakula’dan esinlenmiştir. Kont Drakula’nın en bilindik vampire olmasının nedeni, Drakula kitabının en cok uyarlanmış edebi eserlerden biri olmasıdır. Bunlardan biri Francis Ford Coppola’nın yapımcılığı ve yönetmenliğini yaptığı Bram Stoker’a ait Drakula, diğeri ise Terrence Fisher’ın yönettiği Drakula’nın Dehşeti’dir. Bu makalede, kaynak metin olan Bram Sotoker’ın Drakula romanı ile Coppola ve Fisher’ın film uyarlamalarının arasındaki benzerlikler ve farklılıklar tartışılmıştır.Article Cross Linguistic Influence: The Case of Adjective and Preposition Collocations(Dil Eğitimi ve Araştırmaları Dergisi, 2022) Altuğ, Süleyman Alperen; Önal, Ahmet; 02.09. Department of Translation and Interpreting / Mütercim ve Tercümanlık Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiThe impact of previously learned knowledge on newly learned knowledge has long been recognized and named as interference. Interference in language is the influence of a previously learned language on any target language. Named as language transfer, this notion may render the learning process harder for the learners and results in fossilization in some cases. Thus, researchers and language teachers should consider this influence and find ways to repair the damages it might cause. In order to provide the field with a study that analyses the effect of cross-linguistic influence in terms of Turkish EFL learners, this study attempts to pinpoint English adjective-preposition collocation that may induce language transfer by utilizing a test that assesses the aforementioned type of collocation knowledge of 291 Turkish EFL learners. The findings have revealed that; indeed, some collocations result from language transfer and a list that contains transfer inducing collocations have been presented.Article Disiplinlerarası Bir Yaklaşımla Anlatıbilimden Göstergebilime Anlamlama Edimi(2020) Kalelioğlu, Murat; 02.09. Department of Translation and Interpreting / Mütercim ve Tercümanlık Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiÖnceleri bir alana ait yaklaşım ve uygulama örnekçesiyle ele alınan ve açıklanmaya çalışılan anlatılar günümüzde farklı disiplinlerin değişik türden yaklaşım ve uygulama örnekçelerinin birlikte kullanılmasıyla daha kapsamlı hale gelmiştir. Disiplinlerarası çalışmaların en önemli avantajlarından biri belirli bir disipline ait çözümleme yöntem ve yaklaşımların yeterli olmadığı yerde diğer disiplinlere ait yöntem ve yaklaşımların araştırma sürecine destek vermesidir. Disiplinlerarası çalışmaların sunduğu bu avantaj sanat yapıtlarına ait dizgelerin incelenmesinde de geçerlidir. Söz konusu sanat olduğunda ise edebiyat eserlerinin sanat dizgesi içindeki önemi inkâr edilemez. Anlam evreninde belirli mesajlar barındıran ve üreticisi ile tüketicisi arasında bir iletişim köprüsü olma işlevi gören değişik türden edebiyat eserleri vardır. Bu eserlerin en önemli ortak yanı kurgusal anlatı olmalarıdır. Bu tür kurgusal anlatıların oluşum süreçlerini inceleyen kuramlar arasında anlatıbilim kuramı ve göstergebilim kuramı yer almaktadır. Uygulama süreçleri, çözümleme araçları ve izledikleri yöntem birbirinden farklı olsa da her iki disiplinin ortak noktası içinde anlam barındıran anlatısallaşmış yapıların incelenmesidir. Bu disiplinleri kendi dizgeleri içinde ele alarak ayrı ayrı iki farklı anlatı incelemesi yapılabilir. Ancak bu çalışmadaki temel amaç her iki disiplinin verilerinden yararlanarak birinin yöntem açısından eksik kaldığı yönü diğeri ile tamamlamaya çalışarak uygulanabilir bir çözümleme modeline ulaşmaktır.Article Göstergebilim Kuramının Genel Bir Değerlendirmesi, Türkiye’deki Yeri ve Önemi(Söylem Filoloji Dergisi, 2021) Kalelioğlu, Murat; 02.09. Department of Translation and Interpreting / Mütercim ve Tercümanlık Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiGünümüzde, birçok alanda üretilen anlamlı yapıları çözümleme yetisine sahip olan göstergebilim kuramı, gücünü aldığı temellerden dolayı, dünyanın birçok yerinde üretilen bilimsel çalışmalarla gerek bilimin gerekse günlük yaşamın farklı alanlarına uygulanabilmektedir. Geçmişte sadece nesneleri, olgu ve olayları temsil eden göstergeleri üretmekle sınırlı olan gösterge çalışmaları bugün artık göstergebilim kuramı adı altında eğitim bilimlerinden sağlık bilimlerine, fen bilimleri ve matematikten filolojiye, güzel sanatlardan sosyal ve beşeri bilimlere bilimin değişik alanlarında bilimsel bilgiyi üreten ve üretilen bilgiyi yeniden anlamlandıran bir yöntem hâline gelmiştir. Bu çalışmada uluslararası ölçekte akademik çevrelerde kabul gören, kendi gelişimini kendisi destekleyen, diğer bilim dalları ve alt alanlarıyla olan ilişkisinden dolayı farklı dizgeler arasında disiplinlerarası çalışmaların önünü açan çağdaş göstergebilim kuramının genel bir değerlendirmesi yapılmış ve kuramın üretilen çalışmalar çerçevesinde Türkiye’deki yeri ve önemi tartışılmıştır.Article Orhun Yazıtlarına Göstergebilimsel Bir Yaklaşım(2021) Büyükkarcı, Orhun; 02.09. Department of Translation and Interpreting / Mütercim ve Tercümanlık Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiOrhun Yazıtları, tarihte Türklere ait en önemli metinlerdir. Bu çalışmanın amacı da, Orhun Yazıtlarına göstergebilimsel bir yaklaşım sunmaktır. Ortaya çıktığı günden bu yana, üzerinde sayısız çalışmalar yapılmış Orhun Yazıtlarına dair böyle bir yaklaşımda bulunmanın, metinlerin, anlatısal, anlamsal ve sözdizimsel yönlerine dikkat çekeceğinden dolayı göstergebilim, anlatıbilim ve tarih bilimi için de önemli olacağı düşünülmektedir. Göstergebilimin birçok farklı disipline uygulanabilirliği söz konusu olduğu için, bu çalışmada Algirdas Julien Greimas’ın, 1960’lı yıllardan bu yana kademeli olarak oluşturduğu yazınsal göstergebilimin uygulama araçlarından faydalanılmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde, inceleme nesnesine, göstergebilimsel yöntemin sınırlılıklarına, yararlılıklarına ve neden seçildiğine dair açıklamalar yer almaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde, Orhun Yazıtlarında yer alan anlatıların zamansal bir sıralaması yapılmış ve Türk Milletinin temel dönüşümleri göstergebilimsel dörtgen aracılığıyla görselleştirilmiştir. Ardından, eyleyen örnekçesi ile devleti yeniden kurmak üzere mücadeleye girişen hükümdarların ve diğer anlatı ögelerinin bu mücadelede üstlendikleri roller görselleştirilmiş ve yapısal olarak işlevlerine göre sınıflandırılmıştır. Çalışmanın sonuç bölümünde, Orhun Yazıtları anlatılarının çözümlenmesinde ortaya çıkan Türk Milletinin yokluktan varlığa geçiş sürecinin ve anlatı ögeleri aralarında tekerrür eden yapısal ilişkilerin, Türk Milleti ve hükümdarları için ifade ettikleri göstergesel değerler tartışılarak daha belirgin hale getirilmiştir.Conference Object Semiotic Analysis of the Affective Domain of Discourse: Projection of Emotional Transformations(Cyprus International University, 2021) Kalelioğlu, M.; Kalelioğlu, Murat; 02.09. Department of Translation and Interpreting / Mütercim ve Tercümanlık Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiLiterature is one of the most important representations of the artistic field, which is constructed by an extraordinary sequence of verbal and nonverbal signs. Short story is one of the genres of this area in which encountering various kinds of signs is possible through the production process. There are umpteen signs in relation to the attitudes of narrative persons in such stories. In such short story narratives, which are a linguistic message, many indications about the behavior and attitudes of the narrator can be encountered. These indicators are behavioral-emotional indicators that reveal the mood of narrative figures such as joy, enthusiasm, sadness, crying, hugging, and hugging. Nonverbal signs, sometimes, do not make sense alone. However, they are meaningful when they are used in a particular context to support the verbal signs, which displays contribution of the nonverbal signs to the meaning established with the verbal signs. What is significant here is the harmony of using nonverbal signs in conjunction with the verbal ones. If that congruence exists, the produced message becomes stronger and increases its effect; otherwise, the power and impact of the message decrease. Hence, the message becomes meaningless. In this study, how the affective domain of discourse is produced in short stories, and the contribution of nonverbal signs in the construction of meaning and emotional field is investigated. The research is carried out pursuant to the possibilities offered by semiotics of discourse approach, which explores and clarifies the inner world of the subject of enunciation, who produces discourse, the changing mood, and the forms of expressions of the subject in different situations and events in narratives. Throughout the study, affective domain of discourse and the stages of it –affective awakening stage, disposition stage, passional pivot stage, emotion stage, and moralization stage– are examined pursuant to semiotics of discourse approach, elaborated by Jacques Fontanille, who is one of the representatives of Paris School of Semiotics. © 2021 Cyprus International University. All rights reserved.