TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/1836
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by Author "02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü"
Now showing 1 - 20 of 22
- Results Per Page
- Sort Options
Article COVID-19 Sürecinde Önleyici Davranışlar ile Yaşam Kalitesi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(2021) Ergün, Naif; Sakız, Halis; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02.04. Department of Educational Sciences / Eğitim Bilimleri Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiCOVID-19 pandemisini önlemek amacıyla önleyici tedbirlerin (sosyal mesafe, sokağa çıkmama, elleri yıkamak gibi hijyen kurallarına uyma) insanların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebileceği düşünülmektedir. Bu bağlamda, virüsün bulaşmasını önlemek amacıyla önleyici davranışlara uyma düzeyi ile insanların yaşam kalitesi arasındaki ilişkinin çeşitli demografik değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, Mardin Artuklu Üniversitesi 11.04.2020 tarih ve 34233153-050.04.04 sayı kararı ile etik açıdan uygun bulunduktan sonra çalışmanın verileri toplanmaya başlanmıştır. Araştırma, Türkiye’nin yedi bölgesinden 18-64 yaş aralığında toplam 1308 katılımcıyla yürütülmüştür. Araştırma sonuçları, (a) katılımcıların önleyici davranışlara uyma düzeylerinin cinsiyet gibi bazı demografik değişkenlere göre farklılık gösterdiğini, (b) genel anlamda önleyici davranışlara uyma düzeyinin yüksek olduğunu, (c) yaşam kalitesinin coğrafi bölge, cinsiyet ve sosyoekonomik düzeye göre anlamlı düzeyde farklılaştığını, (d) yaşam kalitesi düzeyinin önleyici davranışlarla ilişkili olduğunu, ve (e) el yıkama ve sosyal ortamdan uzak durmanın yaşam kalitesini pozitif; evde kalma ve maske/eldiven kullanmanın ise yaşam kalitesini negatif yordadığını ortaya koymuştur. Elde edilen bu sonuçlar, COVID-19 pandemisi döneminde medikal sonuçlarla birlikte psikolojik, sosyal ve çevresel sonuçların da göz önünde bulundurulması gerektiğini işaret etmektedir.Article DİNDARLIK İLE ÖZGECİLİK ARASINDAKİ İLİŞKİ: ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ İLE YAPILAN BİR ARAŞTIRMA(Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2020) Acar, Muhammet Cevat; Acar, Muhammet Cevat; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin dindarlık düzeyleri ile özgecilik düzeyleri arasında bir ilişki olup olmadığının belirlenmesidir. Araştırmanın bir diğer amacı da öğrencilerin dindarlık ve özgecilik düzeylerinin cinsiyet, sınıf ve fakülte değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesidir. Bu amaçla Dinsel yaşayış Ölçeği ile Özgecilik Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma, kotalı ve seçkisiz örnekleme yöntemleri kullanılarak belirlenen 510 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin dindarlık düzeyleri ile özgecilik düzeyleri arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın bir diğer sonucu ise Cinsiyetin dindarlığın ibadet alt boyutunda ve özgeciliğin tüm alt boyutlarında anlamlı bir farklılığa yol açtığıdır. Sınıf ve fakülte değişkenleri de dindarlığın ve özgeciliğin bazı alt boyutlarında farklılaşmaya yol açtığıdır.Article Dinî Boyutun Psikolojik Danışma Sürecine Etkisi: Üniversite Öğrencileri İle Yapılmış Deneysel Bir Çalışma(2019) Acar, Muhammet Cevat; Karaca, Faruk; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu çalışma, dinî boyutun dâhil edildiği psikolojik danışma sürecinin üniversite öğrencilerinin psikopatolojik düzeylerini gidermede etkili olup olmadığının sınanması amacıyla yapılmıştır. Araştırma, Mardin Artuklu Üniversitesine bağlı farklı birimlerde lisans düzeyinde öğrenim gören on beş öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Bu öğrencilerden yedisine bireysel psikolojik danışma; sekizine ise dinî boyutun dâhil edildiği bireysel psikolojik danışma uygulanmıştır. Deneklerin seçilmesinde ve uygulamanın etkililiğini ölçmede Kısa Semptom Envanteri (KSE) kullanılmıştır. KSE, psikolojik danışma müdahalesinden önce, müdahale süreci bittikten hemen sonra ve son test uygulandıktan 6 ay sonra danışanlara uygulanmıştır. Psikolojik danışma müdahalesinin danışanların psikopatolojik düzeyleri üzerindeki etkisini test etmek amacıyla toplanan veriler, SPSS 21.0 paket programı kullanılarak çözümlenmiş ve MannWhitney U ve Wilcoxon İşaretli Sıralar Testleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda dinî boyutun dahil edildiği bireysel psikolojik danışma uygulamasının üniversite öğrencilerinin psikopatoloji düzeylerini düşürmede kalıcı bir etkiye sahip olduğu ve somatizasyon, obsesif- kompulsif düşünceler, depresyon ve anksiyete alt boyutları ile genel psikopatoloji düzeyini düşürmede bireysel psikolojik danışmadan daha etkili olduğu saptanmıştırArticle Göçmen Öğrencilerin Uyumlarında Temasın Rolü(Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 2022) Ergün, Naif; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiGöçmen bireyler sosyal, ekonomik, politik ve psikolojik birçok problem yaşamaktadır. Bu problemlerin başında ise göçmenlerin göç ettikleri yerde yaşadıkları uyum problemleri gelmektedir. Göçmenlik olgusu kendi içinde birçok farklı göç türünü barındırmaktadır. Bu yüzden bu çalışmada göçmenlik olgusu, bir ülkeden veya bir yerden başka bir ülkeye veya aynı ülkenin içinde farklı bir yere daimi veya geçici göç etmeyi ifade edecek şekilde kullanılmıştır. Bu kapsamda, bu çalışmadagöçmen öğrenciler ile kast edilen mülteci/sığınmacı/ekonomik veya başka nedenlerden kaynaklı göç eden öğrencilerin tümü için kullanılmıştır. Bu anlamda bu çalışmanın amacı, göçmen öğrencilerin toplumsal uyumlarında temasın önemini ve göçmen çocuklarına yönelik önyargı ve ayrımcı tutumları düşürmede temasın etkisini inceleyen araştırmaları sistematik bir şekilde incelemektir. Çalışma kapsamında 2000 yılı sonrasında göçmen çocukların okula uyumlarına yönelik Web of Science ve DergiPark veri tabanlarında Türkçe ve İngilizce dilllerinde yayımlanmış araştırma makaleleri içerik analiziyle incelenmiştir. Çalışma bağlamında incelenen 47 makale sonucunda ‘doğrudan temas’ (olumlu ve olumsuz temaslar) ve ‘dolaylı temas’ (e-temas, yayılmacı temas, hayali temas, para-sosyal temsili temas ve kuşaklararası aktarımlı temas) türlerinde araştırmalara rastlanmıştır. Bu çalışmaların çoğunda gruplar arası temasın göçmen çocuklara yönelik önyargıyı, ayrımcı tutumları zayıflatma etkisine bakılmış ve temas türlerinin tümünün göçmen çocuklara yönelik olumsuz tutumları düşürdüğü ve göçmen çocukların uyumunu iyileştirmede önemli bir rolü olabileceği düşünülmüştür.Article Internet Usage Experiences of Primary School Students: a Phenomenological Study(2023) Günel, Uğur; Ergün, Naif; Ergün, Naif; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiThis study deals with primary school students’ experiences with the Internet use to examine the potential risks of Internet use at an early age. To achieve this, a qualitative phenomenological study was designed. The criterion sampling technique was used to determine the study group. The group was composed of 16 thirdand fourth-grade students studying at a public school in the province of Mardin during the 2022–2023 academic year. In the study, data were obtained with a semistructured interview form. Thematic analysis technique was used to analyze the data. The findings of the studyindicated that the primary school students who were interviewed used the Internet with single and multiple digital screens for action, sports, and intelligence games; for content on sites such as YouTube, Netflix, and TikTok; for doing homework and research on Google; and for course applications. It has been found that there are no harmful internet sites that are consciously entered, although sexual content, paid, or infected sites are accidentally entered. It has been concluded that the knowledge of children at an early age about the possible harms of the Internet is at a low level. It is thought that informative guidance studies should be carried out on the conscious use of technology and the Internet for all stakeholders that make up society.Article Minnettarlık Ölçeği: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması(Artuklu Akademi, 2022) Acar, Muhammet Cevat; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiPozitif psikoloji ile gündeme gelen kavramlardan biri olan minnettarlık, birçok ruh sağlığı göstergesi ile ilişkilidir. Bu çalışma, Likert tipi Türkçe Minnettarlık Ölçeği geliştirilmesi için yürütülmüştür. Araştırma verileri lisans düzeyinde öğrenim gören üniversite öğrencilerinden toplanmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi için 477; açımlayıcı faktör analizi için 369 ve test tekrar test analizi için 24 olmak üzere toplam 870 veri kullanılmıştır. Uzman görüşlerinin ardından psikoloji lisans öğrencileri ile odak grup görüşmesi yapılmış ve 48 maddelik madde havuzu ile ilk uygulama ve açımlayıcı faktör analizi gerçekleştirilmiştir. Faktör analizi sonucunda madde yükleri düşük olan maddeler ölçekten çıkarılmış ve 26 madde ile birinci düzey doğrulayıcı faktör analizi için veri toplanmıştır. İlgili modelin test edilmesi sonucunda 4 madde daha ölçekten çıkarılmış ve 5 faktörlü 22 maddelik bir ölçek formu elde dilmiştir. İlgili maddelerin toplam varyansın % 53.51’ini açıkladığı görülmüştür.Article Öğrenme Güçlüğü Olan Çocukların ve Ebeveynlerinin Yaşam Kalitesi Algılarının Belirlenmesi(Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 2019) Sakız, Halis; Baş, Güldest; 02.04. Department of Educational Sciences / Eğitim Bilimleri Bölümü; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu araştırmanın amacı, öğrenme güçlüğü olan çocukların ve ebeveynlerinin yaşam kalitesi algılarını incelemektir. Araştırmada 120 çocuk ve 120 ebeveynin yaşam kalitesi algıları sırasıyla Çocuklar İçin Genel Amaçlı Sağlıkla İlgili Yaşam Kalitesi Ölçeği (KINDL-R) ve Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği-Kısa Formu Türkçe Versiyonu (WHOQOL-BREF-TR) ile ölçülmüş olup; yaşam kalitesi düzeyleri ve bu düzeyler arasındaki ilişki ile çocuk yaşam kalitesinin ebeveyn yaşam kalitesi algılarını ne düzeyde yordadığı betimsel ve çıkarımsal istatistiksel analiz yöntemleri ile araştırılmıştır. Bulgular, çocuk ve ebeveyn yaşam kalitesi algıları arasında anlamlı ilişkiler olduğunu ve çocuk yaşam kalitesinin ebeveyn yaşam kalitesini anlamlı düzeyde yordadığını göstermiştir. Elde edilen sonuçlardan yola çıkılarak ebeveynlerin yaşam kalitelerini artırmanın yolunun çocuklarının yaşam kalitesini artırmaktan geçtiği söylenebilir.Article Okulda Ruh Sağlığı Hizmetleri Kapsamında Mülteci Çocuklar(2022) Ergün, Naif; Bozdağ, Faruk; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiMülteci çocukların psikososyal, akademik ve mesleki gelişiminde okullar önemli bir rol taşımaktadır. Özellikle okullarda ruh sağlığı hizmeti sunan PDR uzmanlarının bu süreçteki etkilerinin kritik olduğu bilinmektedir. Mülteci çocuklarla çalışma deneyimi olan PDR uzmanlarının sorunlara yaklaşım tarzları, zorlandıkları alanlar, destek ihtiyaçları ve önerilerinin belirlenmesi bu yönde sunulacak hizmetlerin niteliğini arttırabilmektedir. Bu çalışmada mülteci çocuklarla çalışma yürütmüş olan PDR uzmanlarının deneyimleri incelenmiştir. Fenomenolojik desenle tasarlanan araştırmada 38 PDR uzmanından veri toplanmıştır. Veriler, tematik analiz tekniğiyle analiz edilmiştir. Analizler sonucunda PDR uzmanlarının mülteci çocuklara ilişkin algıları, mülteci çocuklara yaklaşım tarzları, mülteci çocukların talepleri, mülteci çocuklara yönelik yürütülen çalışmalar, mülteci çocuklarla çalışabilme yetkinliği ve mülteci çocuklara yönelik etkili müdahale önerileri olmak üzere altı tema ve bu temalara bağlı 27 alt tema belirlenmiştir. PDR uzmanlarının mülteci çocuklara ilişkin gerçekçi bir algıya sahip oldukları, mülteci çocukların talepleri doğrultusunda kendilerine yönelik çeşitli faaliyetleri genel olarak profesyonel bir tutumla yürüttükleri, bu süreçte zorlandıkları bazı durumların olduğu ve bu durumlar karşısında çeşitli başa çıkma yöntemleri geliştirdikleri saptanmıştır. Mülteci çocuklarla çalışma, PDR uzmanlarının mesleki becerilerine katkı sunmakta, bununla birlikte PDR uzmanları, sundukları hizmetleri geliştirmek için dile dayanmayan yöntemler, travma eğitimi, mülteci hakları, psikoeğitim ve oyun gibi alanlarda eğitime ihtiyaç duymaktadır. PDR uzmanları, deneyimlerine dayanarak mülteci çocuklara yönelik etkili müdahaleler için çeşitli öneriler sunmaktadır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda okul PDR servislerinin, mülteci çocukların ruh sağlığını artırmak için olumlu deneyimleri artırıcı faaliyetlerin öncüsü olabileceği değerlendirilmiştir.Article Refugee Children in the Scope of Mental Health Services at School(2022) Ergün, Naif; Ergün, Naif; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiSchools play an important role in the psychosocial, academic, and professional development of refugee children. Specifically, psychological counselors and guidance (PCG) experts who provide mental health services in schools have a critical role in this process. The way of approach to the problems, areas of difficulty, support needs, and suggestions of PCG experts who have experience working with refugee children can increase the quality of the services to be provided in this direction. In this study based on qualitative design, the experiences of PCG experts who have worked with refugee children were examined. The data were collected from 38 PCG experts. The data were analyzed with the thematic analysis technique. As a result of the analyses, 27 sub-themes related to six themes were determined: the perceptions of the PCG experts about refugee children, their approach to refugee children, the demands of refugee children, the activities carried out for refugee children, the competence to work with refugee children, and effective intervention proposals for refugee children. It has been determined that PCG experts have a realistic perception of refugee children, they carry out various activities towards refugee children in a professional manner in line with their demands, and they develop various coping methods against difficulties in this process. Although working with refugee children contributes to improving the professional skills of PCG experts, PCG experts need training to giving effective services to refugee children such as non-language-based methods, trauma education, refugee rights, psychoeducation and play therapy activities. Based on PCG experts’ experiences, they offer various recommendations for effective interventions for refugee children. In line with the results obtained, it has been evaluated that school counseling services can be the pioneer of activities to increase positive experiences in order to increase the mental health of refugee children.Review Sınırda Kişilik Bozukluğu Tedavisinde Diyalektik Davranışçı Terapi(2020) Zeyrek Rıos, Emek Yüce; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiDiyalektik Davranışçı Terapi (DBT) Sınırda Kişilik Bozukluğu (SKB) tedavisinde öncelikli olarak ve en çok çalışılan BDT yaklaşımıdır. DBT SKB kriterlerini karşıladığı anlaşılan intihar eğilimi olan kadınlar için geliştirilen modüler ve manuelize edilmiş bir tedavi programıdır. DBT biyososyal teoriye dayanır. Bu teoriye göre, duygusal olarak hassas bir mizaçla doğma gibi biyolojik etmenler ile birlikte sosyal veya çevresel etmenler SKB’nin gelişiminde rol oynar. DBT kabul temelli ve değişime dayalı stratejilerin dengesine dikkat eder. Bu, terapistin üzerinde dengede durmaya çalıştığı bir tahterevalli gibidir. DBT, bireysel terapi, beceri eğitimi, telefonla danışma, terapist danışma ekibi ve yardımcı tedaviler olmak üzere beş tedavi modundan oluşur. BDT’yi öğrenme alandaki tekniklerine dayanan bir değişim yöntemi olarak düşünürsek, DBT daha çok değişimi kabul ile dengeleyen bir tedavi türüdür. Öte yandan, DBT’de uygulanan bilişsel değişim programı BDT’den alınmıştır. DBT, çeşitli ortamlara ve popülasyonlara başarıyla uygulanabilir. DBT’nin en temel avantajı, düşük terapiyi bırakma oranlarıdır. Genellenebilirliği konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmasına rağmen, özellikle farklı ekollerdeki terapistler tarafından da yaygın olarak kullanıldığı için başarılı tedavilerden biri olduğunu kanıtlamıştır.Article SOSYAL HİZMET BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN EMPATİK EĞİLİMLERİ İLE ÖZGECİLİK DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ(2017) Acar, Muhammet Cevat; Hıdır Apak; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu araştırmanın amacı, sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin empatik eğilim ve özgeci lik düzeyleri arasındaki ilişkiyi belirlemek ve empatik eğilim ile özgecilik düzeylerinin cin sınıf düzeyi, bölüme isteyerek gelip gelmeme ve sosyal çevre değişkenleri açısından anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğiniincelemektir. Empatik eğilim ve özgecilik sosyal hizmet disiplini ile doğrudan ilişkili temel değer ve beceriler olarak kabul edilmektedir. Ancak literatür incelendiğinde sosyal hizmet disiplini adına daha çok empati alanında ça lışmaların olduğu, doğrudan özgecilik alanı ile empati ve özgecilik arasındaki ilişkiyi konu edinen çalışmaların azlığı dikkat çek mektedir. Literatürdeki bu boşluk ve bu be cerilerin eğitim sürecinde geliştirilebileceği düşünüldüğünde sosyal hizmet öğrencile rinin empatik eğilimleri ile özgeci davranış düzeyleri arasındaki ilişki önem kazanmak tadır. Bu çalışmanın sonuçları, sosyal hizmet eğitimi için bir veri kaynağı sağlayabilir. Bu çalışma, tarama modelinin kullanıldığı nicel bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemini Bingöl Üniversitesi sosyal hizmet bölümünde okuyan 459 öğrenci oluşturmaktadır. Bu ça lışmada veri toplama aracı olarak; araştır macılar tarafından hazırlanan sosyodemog rafik veri formu, Dökmen (1988) tarafından geliştirilen Empatik Eğilim Ölçeği (EEÖ) ve Ümmet, Ekşi ve Otrar (2013) tarafından geliştirilen Özgecilik Ölçeği (ÖÖ) kullanıl mıştır. Veriler MannWhitney Testi, Krus kal Wallis Testi, Spearman Korelasyon Katsayısı ve Basit Doğrusal Regresyon ile analiz edilmiştir. Araştırmanın en önemli bulgusu sosyal hizmet bölümü öğrencilerinde özgeciliğin empatik eğilimin anlamlı bir yordayıcısı olduğudur. Araştırmanın sonuç larına göre, öğrencilerin empatik eğilim ile özgecilik düzeyleri arasında orta düzeyde ve pozitif anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Ayrıca, öğrencilerin sınıf düzeyi ve sosyal çevrelerine göre empatik eğilim ve özgeci lik düzeylerinde bir farklılık bulunmazken; cinsiyetlerine göre anlamlı derecede fark lılık bulunmuştur. Sosyal hizmet bölümüne isteyerek gelen öğrencilerin empatik eğilim puanlarının, bu bölümü istemeyerek tercih eden öğrencilerin puanlarına göre daha yüksek olduğu ve özgecilik düzeylerinin di ğer öğrencilerden anlamlı derecede yüksek olduğu görülmüştür. Sosyal hizmet bölü mü öğrencilerinin empatik eğilimlerini ve özgecilik düzeylerini etkileyen daha kapsamlı nitel araştırmaların yapılması ve boylam.Article SOSYAL HİZMET BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN EMPATİK EĞİLİMLERİ İLE ÖZGECİLİK DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ(2017) Apak, Hıdır; Acar, Muhammet Cevat; 09.06. Department of Social Services/ Sosyal Hizmet Bölümü; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu araştırmanın amacı, sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin empatik eğilim ve özgecilik düzeyleri arasındaki ilişkiyi belirlemek ve empatik eğilim ile özgecilik düzeylerinin cinsiyet, sınıf düzeyi, bölüme isteyerek gelip gelmeme ve sosyal çevre değişkenleri açısından anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini incelemektir. Empatik eğilim ve özgecilik sosyal hizmet disiplini ile doğrudan ilişkili temel değer ve beceriler olarak kabul edilmektedir. Ancak literatür incelendiğinde sosyal hizmet disiplini adına daha çok empati alanında çalışmaların olduğu, doğrudan özgecilik alanı ile empati ve özgecilik arasındaki ilişkiyi konu edinen çalışmaların azlığı dikkat çekmektedir. Literatürdeki bu boşluk ve bu becerilerin eğitim sürecinde geliştirilebileceği düşünüldüğünde sosyal hizmet öğrencilerinin empatik eğilimleri ile özgeci davranış düzeyleri arasındaki ilişki önem kazanmaktadır. Bu çalışmanın sonuçları, sosyal hizmet eğitimi için bir veri kaynağı sağlayabilir. Bu çalışma, tarama modelinin kullanıldığı nicel bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemini Bingöl Üniversitesi sosyal hizmet bölümünde okuyan 459 öğrenci oluşturmaktadır. Bu çalışmada veri toplama aracı olarak; araştırmacılar tarafından hazırlanan sosyo-demografik veri formu, Dökmen (1988) tarafından geliştirilen Empatik Eğilim Ölçeği (EEÖ) ve Ümmet, Ekşi ve Otrar (2013) tarafından geliştirilen Özgecilik Ölçeği (ÖÖ) kullanılmıştır. Veriler Mann-Whitney U Testi, Kruskal- Wallis H Testi, Spearman Korelasyon Katsayısı ve Basit Doğrusal Regresyon ile analiz edilmiştir. Araştırmanın en önemli bulgusu sosyal hizmet bölümü öğrencilerinde özgeciliğin empatik eğilimin anlamlı bir yordayıcısı olduğudur. Araştırmanın sonuçlarına göre, öğrencilerin empatik eğilim ile özgecilik düzeyleri arasında orta düzeyde ve pozitif anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Ayrıca, öğrencilerin sınıf düzeyi ve sosyal çevrelerine göre empatik eğilim ve özgecilik düzeylerinde bir farklılık bulunmazken; cinsiyetlerine göre anlamlı derecede farklılık bulunmuştur. Sosyal hizmet bölümüne isteyerek gelen öğrencilerin empatik eğilim puanlarının, bu bölümü istemeyerek tercih eden öğrencilerin puanlarına göre daha yüksek olduğu ve özgecilik düzeylerinin diğer öğrencilerden anlamlı derecede yüksek olduğu görülmüştür. Sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin empatik eğilimlerini ve özgecilik düzeylerini etkileyen daha kapsamlı nitel araştırmaların yapılması ve boylamsal çalışmaların yapılması yararlı bulgular sağlayabilir.Article Sosyal Hizmet Uygulamasında Din ve Maneviyatın Rolü ile Manevi Yönelim arasındaki İlişkinin İncelenmesi(OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2020) Apak, Hıdır; Acar, Muhammet Cevat; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 09.06. Department of Social Services/ Sosyal Hizmet Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu araştırmanın amacı, sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin maneviyat düzeylerinin ve sosyal hizmet uygulamasında din ve maneviyatın rolüne ilişkin görüşlerinin belirlenmesi ve cinsiyet ile sınıf düzeyi değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının ortaya konulmasıdır. Araştırmanın bir diğer amacı da sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin maneviyat düzeylerinin sosyal hizmet uygulamasında din ve maneviyatın rolüne ilişkin görüşlerini etkileyip etkilemediğini belirlemektir. Araştırmanın amaçları doğrultusunda 242 öğrenciye Kasapoğlu tarafından geliştirilen Manevi Yönelim Ölçeği ile Sheridan tarafından geliştirilip Apak tarafından Türkçeye uyarlanan Sosyal Hizmet Uygulamasında Din ve Maneviyatın Rolü Ölçeği uygulanmış ve elde edilen veriler t testi ve basit doğrusal regresyon ile analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda öğrencilerin manevi yönelim düzeylerinin ve sosyal hizmet uygulamasında din ve maneviyatın rolüne ilişkin olumlu bakış açılarının yüksek olduğu belirlenmiştir. Cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenlerinin öğrencilerin manevi yönelim düzeyleri üzerinde anlamlı bir farklılaşmaya yol açtığı; ancak sosyal hizmet uygulamasında din ve maneviyatın rolüne ilişkin görüşleri açısından anlamlı bir farklılaşmaya yol açmadığı belirlenmiştir.Article SOSYAL HİZMETLER ÖNLİSANS ÖĞRENCİLERİNİN BÖLÜMLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI İLE GELECEK BEKLENTİLERİNİN İNCELENMESİ(2018) Acar, Muhammet Cevat; Muhammet Cevat Acar; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu araştırmanın amacı, sosyal hizmetler önlisans programı öğrencilerinin bölümlerine yönelik tutumları ile gelecek beklentilerini belirlemek ve bölüme yönelik tutum ile gelecek beklentisi düzeylerinin sosyo-demografik değişkenler açısından anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini incelemektir. Araştırmanın örneklemini Mardin Artuklu Üniversitesi Midyat, Artvin Üniversitesi Borçka Acarlar, Siirt Üniversitesi Sosyal Bilimler ve Eruh meslek yüksekokullarında sosyal hizmetler bölümünde okuyan 299 öğrenci oluşturmaktadır. Bu çalışmada veri toplama aracı olarak; araştırmacılar tarafından hazırlanan sosyo-demografik veri formu, Tuncer (2011) tarafından geliştirilen Gelecek Beklentileri Ölçeği ve Karaca ve Gökçek Karaca (2017) tarafından geliştirilen Sosyal Hizmet Bölümüne Yönelik Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın en önemli sonucu sosyal hizmetler bölümü öğrencilerinin bölüme yönelik tutumları ile gelecek beklentilerinin olumlu olduğu ve iki değişken arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğudur. Araştırmanın sonuçlarına göre, öğrencilerin cinsiyet, medeni durum, yaş, okul ve sınıf düzeylerine göre bölüme yönelik tutum ve gelecek beklentisi arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Sosyal hizmetler bölümüne isteyerek gelen ve bölümü kişiliğine uygun gören öğrencilerin bölüme yönelik tutumları ile gelecek beklentilerinin anlamlı derecede yüksek olduğu görülmüştür.Article Citation - WoS: 3Suriyeli Mülteci Ergenlerin Yaşadıkları Gelişimsel Sorunların Bazı Demografik Değişkenler Açısından İncelenmesi(İnsan & Toplum, 2020) Apak, Hıdır; Acar, Muhammet Cevat; 09.06. Department of Social Services/ Sosyal Hizmet Bölümü; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu çalışma, Suriyeli mülteci ergenlerin yaşadıkları gelişimsel sorunları; Milli Eğitim Bakanlığı okullarında okuyan öğrenci görüşleri ışığında ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu çalışma, tarama modelinin kullanıldığı nicel bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemini Mardin’de okuyan 338 Suriyeli mülteci ergen öğrenci oluşturmaktadır. Bu çalışmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından hazırlanan sosyodemografik veri formu ve Gelişimsel Sorun Alanları Ölçeği kullanılmıştır. Veriler ANOVA, t-testi, LSD testi ve çoklu regresyon ile analiz edilmiştir. Araştırma bulgularından birine göre Suriyeli mülteci ergenlerin yaşadıkları; sınav kaygısı, öfke dışavurumu ve akademik başarısızlık sorunlarının ilk sıralarda yer almasıdır. Araştırmanın sonuçlarına göre ergenlerin yaşadıkları gelişimsel sorunların cinsiyete göre sıklık düzeylerine bakıldığında kızların erkeklere oranla daha fazla sorun yaşadıkları görülmektedir. Ayrıca bir işte çalışan ve bir kamp deneyimi olan mülteci ergenlerin diğer ergenlere göre gelişimsel sorunların sıklığını daha fazla yaşadıkları tespit edilmiştir. Gelişimsel sorun alanlarının toplamına bakıldığında Suriyeli mülteci ergenlerin ekonomik durumu kötüleştikçe daha fazla sorun yaşadıkları da ifade edilebilir.Article Suriyeli Mültecilerde Sosyal Destek ile Sosyokültürel Uyum Arasındaki İlişkide Sağlamlığın Aracı Rolü(2023) Apak, Hıdır; Acar, Muhammet Cevat; Acar, Muhammet Cevat; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 09.06. Department of Social Services/ Sosyal Hizmet Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 9. Faculty of Health Sciences / Sağlık Bilimleri Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu çalışma Türkiye'de yaşayan Suriyeli mülteciler arasında algılanan sosyal destek, sağlamlık ve sosyokültürel uyum arasındaki ilişkileri araştırmıştır. Çalışmada, Türkiye'nin Mardin ilinde kolayda örneklem yöntemiyle ulaşılan 284 Suriyeli mülteciye anket uygulanmıştır. Araştırmacılar, sağlamlığın sosyokültürel uyum ve sosyal destek arasındaki ilişkiye aracılık edip etmediğini belirlemek için Süreç Makrosu ve 5000 yeniden örnekleme seçeneğiyle önyükleme tekniğini kullanmıştır. Yapılan analiz sonuçlarına göre algılanan sosyal desteğin Suriyeli mülteciler arasında hem sağlamlığı hem de sosyokültürel uyumu önemli ölçüde yordadığı görülmüştür. Sağlamlığın sosyokültürel uyum üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Çalışma sonuçları sağlamlığın sosyal destek ile sosyokültürel uyum arasındaki ilişkide aracı rol oynadığını göstermektedir. Yani algılanan sosyal destek ve sağlamlığın Türkiye'deki Suriyeli mültecilerde sosyokültürel uyumu teşvik etmede önemli faktörler olduğu söylenebilir. Bu sonuçların, mültecilerin ev sahibi topluluklardaki refahını ve entegrasyonunu iyileştirmeyi amaçlayan müdahalelere katkı sunması beklenmektedir.Article Theistic Reflections on Counseling and Psychotherapy(Spiritual Psychology and Counseling, 2018) Acar, Muhammet Cevat; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiAlthough religion and science share many similar goals, as evidenced by several philosophical and theoretical studies, there are also many points where they diverge. In this context, ensuring individuals’ psychological well-being is the purpose of both religion and science. However, the effort of psychology to become a scientific field has blocked the use of religious material for the purpose of protecting and improving psychological health for a long time. In this point, P. Scott Richards and Allen E. Bergin’s book, A Spiritual Strategy for Counseling and Psychotherapy, shows that it is possible to integrate these two fields to serve a common purpose by expressing in scientific terms the contributions that monotheistic religions may provide for individuals’ psychological well-being. The main purpose of the book is to describe the concepts and interventions that will help mental health professionals implement theistic psychotherapy (p. 11).Book Review Titus Burckhardt, Doğu’da ve Batı’da Kutsal Sanat: Sanatın İlkeleri ve Yöntemleri(2017) Demirdağ, Muhammed Emin; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu Üniversitesi-Article Titus Burckhardt, Doğu’da ve Batı’da Kutsal Sanat: Sanatın İlkeleri Ve Yöntemleri, (çev. Tahir Uluç, İstanbul: İnsan Yayınları, 2017), 240 s.(2017) Demirdağ, Muhammed Emin; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiDoğu-Batı gelenekleri ve sanatları üzerine çalışmalar yapan ve Gelenekselci ekolün önemli temsilcilerinden olan İsviçreli yazar Titus Burckhardt ‘gelenek’ kavramına büyük önem atfetmiştir. Ekol temsilcilerinin birçoğu gibi, Batı dünyasında yetişmiş olmasına rağmen, araştırmacı bir tecessüse sahip olan yazar modernitenin dayattığı katı maddeciliğe karşı maneviyata olan ihtiyacı karşılayabilmek için Hinduizm, Budizm, Taoizm gibi çeşitli manevî akımları incelemiş, bu sırada İslâm düşüncesi ve sanatıyla da hemhal olmuştur. Burckhardt ele aldığımız bu eserinde de bahsi geçen düşünce sistemlerine ait çeşitli türlerden sanat eserlerinin bazılarını inceleme konusu yaparak kutsal sanat hakkındaki görüşlerini ortaya koymuştur.Article Türkiye’deki Psikoloji Araştırmalarının Metodolojik Haritasının Çıkarılması(2017) Sakız, Halis; Baş, Güldest; 02.04. Department of Educational Sciences / Eğitim Bilimleri Bölümü; 02.10. Department of Psychology / Psikoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu araştırmanın amacı, Türkiye’de yapılan Psikoloji alanına dair araştırmaların metodolojik incelemesini yapmaktır. Araştırma örneklem olarak Eğitim Psikolojisi (n=44) ve Sosyal Psikoloji (n=40) alanlarından seçilen çalışmaları içermektedir. Araştırma sonucunda (a) incelenen çalışmalardan 74 (%88.1) tanesinin metodolojisinin pozitivist ve nicel paradigmalardan etkilendiği, (b) 53 (%63.1) çalışmada kullanılan metodoloji ve araştırma soruları veya hipotezler arasında zayıf bir ilişki olduğu ve (c) 81 araştırmada (% 96.4) tek bir zaman ve mekanda veri toplandığı ve (d) eğitim psikolojisi alanındaki çalışmalardan 24 (%54.5) tanesinde tek bir okulda bulunan örneklemden, sosyal psikolojisi alanındaki çalışmalardan 34 (%85) tanesinde de tek bir şehirde bulunan örneklemden veri toplandığı tespit edilmiştir. Araştırma bulgular, Psikoloji alanındaki araştırmalar hakkında bilgi vererek bu alanda metodolojinin nasıl kullanılabileceğine dair farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır.