TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/1836
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by Author "02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü"
Now showing 1 - 20 of 33
- Results Per Page
- Sort Options
Article 1177 Tarihli Süryanice “Harklean” Dörtlü İncil El Yazması(TOKAT GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI, 2021) Kaplan, Necla; Akyüz, Mihayel; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 12.03. Syriac Language and Culture Programme / Süryani Dili ve Kültürü Programı; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 12. Institute of Living Languages / Türkiye’de Yaşayan Diller Enstitüsü; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiDublin Chester Beatty Kütüphanesi’nde Süryani koleksiyonunda Syc 703 numarada kayıtlı bulunan Harklean Dörtlü İncil el yazması makalenin konusunu oluşturmaktadır. El yazmasının şimdiye kadar detaylı monografik bir çalışmada incelenmediği ve yeteri kadar bilinmediği görülmüştür. Bu nedenle eser kodikolojik, paleografik ve sanat-tarihsel yönden incelenmiş, sahip olduğu özellikleri tanıtılmaya çalışılmıştır. Chester Beatty Kütüphanesi’nin dijital erişime sunmasıyla ulaşılan eser; Eusebios mektubu, 8 kanonun 17 adet tablosu, dekoratif haç motifi, 11 adet litürjik kodeks tabloları, Dörtlü İncil, her dört İncil’in (Matta, Markos, Luka ve Yuhanna) bapları hakkında bilgi sunan “İçindekiler (Qephelaon) bölümü”, Harkelli Toma’nın kendi çalışması hakkında bilgi vermek için yazdığı sonsöz metninin kopyası, kolofon ve sonradan ilave edilmiş bazı bilgi notlarını içermektedir. Eserin Kolofonu ve bilgi notları okunmuş böylece detaylı bilgilere ulaşılmıştır. Görsellerle donatılmış kanon tablolu ve Harklean versiyonu olan bu Dörtlü İncil el yazması; Isho’bar Romanos ve aile bireyleri tarafından Tell Arsanius bölgesindeki Meryem Ana Kilisesi’nde 1177 yılında yazılmış ve banisi Rahip Ahrun tarafından 1180 yılında Madik Manastırı’ndaki Kırk Şehit Kilisesi’ne vakfedilmiştirArticle Citation - WoS: 2Citation - Scopus: 2The Church of Virgin at Amida and the Martyrium at Constantia: Two Monumental Centralised Churches in Late Antique Northern Mesopotamia(Mersin University, 2013) Keser-Kayaalp, E.; Keser Kayaalp, Elif; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiLate Antique Northern Mesopotamia, which was situated at the eastern edge of the Byzantine Empire, was dotted with important cities such as Edessa (Urfa), Anastasiopolis (Dara), Amida (Diyarbakir), Martryropolis (Silvan), Constantia (Viranşehir) and Nisibis (Nusaybin). These cities were wealthy and highly cosmopolitan. As a result, the region had a sophisticated architecture which was by no means inferior to that found in other parts of the Byzantine Empire. This article deals with two monumental centralised churches in Northern Mesopotamia, namely the Church of the Virgin at Amida and the Octagon at Constantia. It concentrates firstly on the Church of the Virgin, which is an aisled-tetraconch church, a familiar plan type repeated in different parts of the Empire, and secondly on the Octagon at Constantia which has some unique features but shares the ambulatory design, long eastern chamber, use of materials and the monumentality with the aisled-tetraconch at Amida. By contextualising these two churches together, which has not been done in the past, this paper sheds further light on these neglected structures and reconsiders their reconstructions, dating, dedications and possible prototypes.Article Cizre kırmızı medrese: Mimari, iktidar ve tarih(2014) Açıkyıldız, Birgül; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiBu makale, Cizre şehir merkezinde bulunan ve Cizre Azizan Beyi II. Şeref Han tarafın- dan kentin 15. yüzyılın sonu veya 16. yüzyılın başında Akkoyunlulardan geri alınışının anısına inşa edildiğine inanılan Kırmızı Medrese’nin mimari ve mimariye bağlı süslemelerinin döne- min kültürel ve siyasal bağlamını da göz önünde bulundurarak analizini yapmayı amaçlamış- tır. Yazıda mescit, türbe, müderris ve öğrenci odaları ile avludan oluşan medrese kompleksi- nin ayrıntılı tasviri yapılarak, Anadolu, Kuzey Mezopotamya, Suriye, İran ve Orta Asya yapılarıyla karşılaştırmalı bir değerlendirmesi gerçekleştirilmiştir. Geniş bir bölgede farklı İslam devletleri tarafından üretilmiş olan öncülleri ve aynı dönem yapılarıyla yapılan karşılaş- tırmalar medresenin özgün mimari özelliklerinin ve İslam mimarisi tarihindeki yerinin anla- şılmasını sağlamıştır. Son olarak da 15. yüzyıl mimarlık tarihine damgasını vuran ve iktidar sembolü haline dönüşmüş olan Timurlu üslubunun Cizre hakimi Kürt Azizan Beyi II. Şeref Han’ın hamiliğini yaptığı medresesinde kullanılarak iktidarının mimaride nasıl vücut bulduğu ve sembolü haline geldiği Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Osmanlı örnekleriyle karşılaştırarak tartışılmıştır.Article Değişim ve Dönüşümüyle Hassa Baş Mimarlarının İmza Geleneği(2025) Tümer, Şerif; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiOsmanlı sanatı ve mimarisi, dünya sanatı ve tarihi içerisinde özel ve ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Öncülü olan Türk devletlerinin sanatından beslenen Osmanlı mimarisi halifelik makamının gereği olarak İslâm dünyasına önderlik etmiş, farklı kültür ve medeniyetleri bünyesinde barındırmasının etkisiyle de güçlü bir kültür ve sanat ortamına erişmiştir. Türk-İslam sanatının ekonomik, sosyo-politik vb. alanlarda zirvede olduğu Osmanlı klasik dönemi sanatta da büyük atılımların gerçekleştiği, kendine has üslûp özelliklerinin şekillenmesi bakımından gerek İslam gerekse de dünya sanat tarihi için oldukça önemli bir süreçtir. İmar faaliyetleri ‘‘Hassa Mimarlar Teşkilatı’’ tarafından muazzam bir disiplin ve sanat anlayışı ile meydana getirilmiştir. Bu çalışmada baş mimarların inşa ettikleri eserlere imza koyma gelenekleri ile bu gelenekteki değişim ve dönüşüm ele alınacaktır. İncelenen imzalar hem erken hem de geç dönem Osmanlı mimarisi ile karşılaştırılarak değerlendirilecektir. Ayrıca sanatkârların, eserleri üzerindeki varlığı olan imzalar yapıdaki yeri, imzadaki unvanlar, yazının türü gibi esaslar itibariyle incelenecektir.Article Diyarbakır’da Osmanlı Dönemi Şehir-İçi Hanları Üzerine Değerlendirme(2015) Yeşilbaş, Evindar; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiOur research is about Diyarbakir's architectural features and the city's busy trade potential between the period of the Ottoman rule of Diyarbakir and the Republican term. It was found that there were 25 caravansaries that were known their name in Diyarbakir until the period of Ottoman. Only four of these caravansaries reached completely or partially up to now; when it comes to the location, only nine of them could be identified by archival documents; there was no information about the other structures except their names. The planning, the external mass, the internal appearance and the material used in these architectures remain connected with the Ottoman tradition, but they mainly exhibit regional characteristics. According to our data, all the inns which we identified their planning styles, were built by doing some user spaces around a courtyard. The flat roofs with wooden girder, the crib with a dome, mirrored and cross vaults were applied variations. The dome transitions were provided by squinches. Diyarbakir trade buildings were mostly made of dark basalt stone in cutting method as well as white or yellowish lime that were ordered alternatively. It was concluded that the structures had decoration styles exhibiting characteristics of their period to a certain extent. The simple decoration style away from exaggeration was in floral, geometric, and partly written arrangements. It was found that in Diyarbakir which has a rich architecture with numerous and different types of structures, several buildings were built by state for the progress of trade in both regional and international trade network in reliable ways and stable conditions; however, some of these structures lost their essential features because of several damages, unconscious interventions and some additions while some others were neglected.Article Diyarbakır'da su mimarisi üzerine bir değerlendirme(2012) Yeşilbaş, Evindar; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiAnadolu’nun uygarlaşması diyebileceğimiz dönem içinde, çeşitli yerleşim alanlarında ve güzergâhlar üzerinde çok sayıda su yapısı inşa edilmiştir. Söz konusu eserlerin bir bölümü bazı nedenlerden dolayı günümüze kadar ulaşamamıştır. Günümüze ulaşan eserlerin tümünün değerlendirilmediğini de söylemek gerekir. Diyarbakır il merkezinde yer alan su yapılarının mimari özelliklerini genel hatları ile değerlendirmeyi kapsayan çalışmada tarihi taş köprü, hamam ve çeşme yapıları incelenmiştir. Yapılan incelemelerde toplam 42 adet su yapısı (Köprü, Hamam, Çeşme) tespit edilmiştir. Bu yapı ların mimari özellikleri tanıtılmaya çalışılırken fotoğraf ve çizimlerden yararlanılmıştır.Article Feridun Nâfiz [Uzluk] Bey’in Aksaray Notları(2019) Erdal, Zekai; Gül, Mustafa Fırat; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiAksaray, Âşıklı Höyük’le birlikte MÖ 8000’den beri farklı toplulukların, kavimler ve devletlerin yerleştiği, imar faaliyetleri gösterdiği ya da yağma ve talana maruz kalan bir yer olmuştur. Bu nedenle de Aksaray ve çevresinde farklı dönemlere ve devletlere ait birçok eser günümüze ulaşabilmiştir. Anadolu Selçuklu döneminde en ihtişamlı günleri yaşayan Aksaray, Moğollarla birlikte yıkımlara maruz kalmıştır. Osmanlı Devleti zamanında ise iyice gözden düşer şehir küçük bir kasaba şeklinde Cumhuriyet dönemine kadar gelmiştir. Eski eserlere düşkün olan, onları yerince inceleyen ve onlar hakkında çeşitli notlar tutarak belgeleyen bir kişi olan Feridun Nafiz Uzluk, Aksaray’a hekim olarak atanmıştır. Uzluk görev yaptığı süre boyunca (1929-1932) Aksaray’daki Selçuklu eserlerini incelemiş, fotoğraflarını çekmiş ve kendince çeşitli notlar tutmuştur. Ömrü boyunca toplamış olduğu belgeler, bilgiler ve yazdığı notlar Uzluk’un vefatından sonra Selçuk Üniversitesi’ne bağışlanmıştır. Uzluk, Aksaray hakkında 13 sayfalık bir not tutmuştur. Osmanlı Türkçesi ile yazılan defterde yapılarla ilgili basit çizimler, mezar taşları ve kitabelerin dökümü ve bazı yapılar hakkında çeşitli bilgiler yer almaktadırArticle Gnostisizm,Gül-Haç Ve Teozofi Işığında İki Kare Örneği: ''Koyu Karanlıklar''(Robert Fludd) Ve ''Siyah Kare'' (Kazimir Maleviç)(İstanbul Üniversitesi, 2019) Şahin, Okan; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiSanat tarihi’nde ‘Nesnesiz Resim’ olarak tanımlanan Kazimir Maleviç’in ‘Siyah Kare’ isimli çalışması Modernizmin farklı bir boyutunu ortaya koyar. Natüralizmin sonlanışıyla birlikte non-figüratif resim anlayışı aynı zamanda reel dünyadan duyuüstü dünyaya geçişin de aracısı olmuştur. Bu eğilimin göstergesi olarak resim soyutlaşma ya da geometrik formlarla yeni gerçekliğin aktarılması şeklinde değişim göstermiştir. Bunun sonucu olarak Maleviç’in ‘Siyah Kare’ isimli çalışması, sanatçının kendi sanat diliyle aktardığı metafizik görüşün sunumu olarak bilinir. Tarihsel süreklilik açısından bakıldığındaysa duyuüstü dünyanın bir geometrik form olan ‘kare’ şekli aracılığıyla aktarımı aslında 20.yy.’dan çok daha önce başka bir kıtada fakat oldukça benzer bir dünya görüşüyle ele alınmıştır. İngiliz okültist, mistik, simyacı, bilim ve sanatla ilgilenen aynı zamanda hermetik anlayışın ışığında kurulmuş Gül-Haç okuluna bağlı öğretilerle yetişmiş olan Robert Fludd, 1617 yılında illüstrasyon olarak gerçekleştirdiği “Koyu Karanlıklar” isimli çalışmasında siyah bir kare örneğiyle kendi okült dünya görüşünü aktarmıştır. Bu çalışmada farklı yüzyıl ve coğrafyada yaşamış; fakat aynı geometrik form ve renk tercihiyle bahsedilen duyuüstü görüşü aktaran iki ismin, bu aktarımı neden ‘kare’ler aracılığıyla sundukları Gnostisizm, Gül-Haç ekolü ve teozofi ışığında aynı zamanda sanat tarihsel açıdan Modernizm öncesi/Modernizm ayrımı çerçevesinde aktarılmaya çalışılacaktır.Article Hasankeyf Kalesi’nden Üç Konut Örneği(2022) Tümer, Şerif; Tümer, Serıf; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiYaklaşık 110 dönümlük bir alana yayılım gösteren Hasankeyf Kalesi gerek İslâm öncesi gerekse İslami dönemde önemli bir yerleşme olma durumunu korumuştur. İç kalede kesintisiz olarak devam eden yerleşim 1970 yıllarına kadar sürmüş, sonrasında halkın ‘‘aşağı şehir’’ olarak da adlandırdığı ve günümüzde baraj suları altında kalan alanda, Hasankeyf Kalesi surlarının dışında yaşam devam etmiştir. Günümüzde iç kalede aktif yaşam olmamakla beraber konutlar dönemin birer hatırası olarak kısmen yıkılmış kısmen de ayakta, varlıklarını içinde insanlar olmadan sürdürmektedir. Kalede yapılan incelemelerde yapım tekniği açısından üç konut türü ile karşılaşılmıştır. Bunlardan ilki kaya oyma konutlar, ikincisi taş malzemenin kullanımıyla inşa edilmiş yığma konutlar, üçüncüsü ise kaya oyma ve yığmanın bir arada kullanıldığı bileşik yapılı türdür. Kaya oyma konutlar bölgedeki ve Anadolu’daki benzer örnekler açısından değerlendirildiğinde İslami dönem öncesine ait olduğu izlenimini vermekle beraber üzerlerinde bir tarih ibaresi, yazı, sembol, motif ya da kitabe gibi yapı künyesine yönelik belge niteliğindeki ipuçlarının bulunmaması bizi tarihlendirme noktasında şimdilik daha temkinli hareket etmeye itmektedir. Yığma konutlar kalede yaşamış insanların sözlü ifadelerinden hareketle erken Cumhuriyet dönemine tarihlendirilebilir. Bileşik yapılı (kaya oyma ve yığma) esaslı konutlar ise kullanılan Türk ve İslâm dönemi devşirme malzemelerinden hareketle kaya oymalara yığma eklemelerinin yapıldığı dönemlere tarihlendirilebilir. Çalışmada bu yapı türleri birer örnekle ile ele alınarak tanıtılacaktır.Article Hasankeyf Kazıları Orta Çağ Mezarlarında Ölü Gömme Uygulamaları(2024) Acar, Ayşe; Erdal, Zekai; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02.01. Department of Anthropology / Antropoloji Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiToplumların geleneksel ve kültürel değerlerini, günlük yaşamdaki uygulamalarının yansımasını ölü gömme adetlerinde görebiliriz. Mezar içerisindeki bireylere ait iskelet kalıntılarının incelenmesi ile de toplumların, demografik özelliklerinin, yaşam ve sağlık koşullarının anlaşılması mümkündür. Çalışmanın materyali, Kızlar Cami (Kuzeydoğu, Güneydoğu, Güneybatı ve Kuzeybatı), Süleyman Han Cami Türbe (Türbe 1-2, Eyvan) ve Hasankeyf Büyük Saray yanı kazı alanından ortaya çıkarılan 86 adet mezar ve 136 adet bireyden oluşmaktadır. Kazı çalışmaları sırasında gömü tipi, mezar türü, gömü özellikleri, gömü buluntuları, birey sayısı, cinsiyet ve yaş tahmin bilgilerini içeren form doldurulup, her bir mezar için uygulanmıştır. Daha sonra iskelet kalıntıları laboratuvar aşamasında metrik ve morfolojik olarak incelenmiştir. Çalışmanın bulgularına göre; 73 birey dorsal bir şekilde gömülmüştür. Bütün mezar türlerinin birbirine yakın sayılarda olduğu gözlenmiştir. Açma alanlarındaki mezarların içerisinde tabut kullanımı toplam 86 adet mezarda 19 adettir. Mezardaki bireylerin 58 tanesinin yüzleri güneye dönük, 8 bireyde yüz yukarı bakar durumdadır. El ve kolların konumu açısından, 38 bireyde kollar yanda iken kolun yönünde kesinlik göstermeyen şekilde bir el yanda, bir el karın veya göğüste olan 12 adet mezar bulunmaktadır. Mezar buluntusu seramik, boncuk, bilezik, cam, küpe, yüzük ve sikke olarak tanımlanmıştır. Boncuk, çocuk bireylerin mezarında daha çok gözlenmiştir. Yetişkin mezarlarında az da olsa buluntuya rastlanması, dönem özellikleri açısından şaşırtıcı bir durumdur. Çalışma, Hasankeyf bireylerinin gömü pratiklerinin anlaşılması ve dönem insanlarının gömü geleneklerinin bilgilerini içermesi açısından özgünlük taşımaktadır.Article İlhanlı Ve Timurlu Miracnamelerindeki Horoz Tasviri Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme(2022) Aydın, Derya; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiHz. Muhammed’in Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya yaptığı yolculuğunu ifade eden miraç, Kur’an-ı Kerim’de Hz. Muhammed’in tek mucizesi olarak geçmekte ve göğe çıkma olarak tanımlanmaktadır. Bu olayın aşamalarının anlatıldığı miraçnameler, sahip oldukları resimli örnekleri ile İslam resim sanatının önemli yapıtlarındandır. İlhanlı döneminden Nakkaş Ahmet Musa’nın 1317-1335 civarlarına tarihlenen miraçnamesi ile 1436’da Timurlu Hükümdarı Şahruh için hazırlanan miraçname bu üretimin bilinen örneklerdendir. Farklı dönemlere ait bu iki eserde, Hz. Muhammed’in beyaz horoz suretinde bir melekle tanışmasını betimleyen sahnelere yer verilmiştir. Çalışmanın amacı, örneğine az rastlanan bu sahnenin resim programına dâhil edilmesinde nakkaşların ana motivasyonunu araştırmaktır. Bu doğrultuda, horozun İslam inancındaki yerine değinilerek İlhanlı ve Timurlu miraçnamelerindeki beyaz horozun neyi temsil ettiği incelenecektir. Son olarak İslam inancındaki beyaz horoz temsili ile bu iki miraçnamedeki beyaz horoz figürü arasındaki bağlantılar değerlendirilecektir.Article Kültürel Miras ve Müze İlişkisi: Mardin Müzesi(2023) Batuhan Tekin, Tuğba; Batuhan, Tuğba; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiMüzeler sahip olduğu güçlü rolleri ile betimlediği kültürün değerlerini açıklamaya ve aktarmaya yardımcı olurlar. Türkiye’de müzeler sürdürülebilir kültürel miras söylemleri içinde yer almaktadır. Bu açıdan müzeler, kültürel ifade biçimlerini ortaya koyan ve geçmişe özgü yorumları aktaran ayrı calıklı kurumlardır. Müzeler, hafızanın depolanarak geçmiş ve bugün arasında köprü kurulmasını sağlayan ve gelecekle bağ kuran mekanlardır. Bunun yanı sıra ellerinde bulundurdukları otorite ile sahip olunan kültürel geçmişin gücünü kullanarak toplumların birikimlerini ve hafızalarını şekil lendirmede öncül kuruluşlardır. Yirmi birinci yüzyılda COVID-19’la tanışan müzelerin kendilerini geliştirmelerinin ve bu amaçla hizmet edebilmelerinin önemli olduğu görülmüştür. Bu çalışma, müzelerin kültürel miras, birikim, hafıza, geçmiş bağlantıları üzerinde durmakta ve konuyu Mardin Müzesi özelinde değerlendirilmektedir.Article Mardin Bienalleri Üzerine Genel Bir Değerlendirme(2024) Şahin, Okan; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiMardin Bienalleri 2010 yılında başlayıp günümüzde de sürmekte olan Türkiye’nin önemli şehir bienalleri arasındadır. Çağdaş sanat pratikleri aracılığıyla hem şehrin kendine özgü motiflerini hem de güncel problemleri ortaya koymayı hedefleyen etkinlikler serisi olarak diğer şehir bienallerinden ayrılan Mardin Bienalleri dönem dönem yaşadığı çeşitli zorluklara rağmen varlığını sürdürmektedir. Şehrin kendine özgü kültürel dinamiklerinden hareket alan Mardin Bienalleri, yerli ve yabancı sanatçıları bir araya getiren yapısı ve değişken kavramsal çerçeveleriyle butik bir bienal olma özelliğinden sıyrılmıştır. Çalışma, başlangıcından günümüze sürmekte olan Mardin Bienallerini estetik değerlendirmeler bağlamında, bienal metinlerinin kavramsal çerçeveleri yahut çeşitli yazar ve eleştirmenlerin değerlendirmeleri ışığında ele almayı amaçlamaktadır.Article Citation - WoS: 1MARDİN ÇARŞILARININ TARİHÎ VE MİMARÎ ÖZELLİKLERİNE DAİR TESPİTLER(Sanat Tarihi Dergisi, 2018) Yeşilbaş, Evindar; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiMardin’de tescilli beş adet ve henüz tescili gerçekleştirilmeyen üç adet çarşı ile toplamda sekiz çarşı araştırmaya konu olmuştur. Çalışmada, Aktarlar, Ayakkabıcılar, Bakırcılar, Çarıkcılar, Marangozlar, Tellallar, Revaklı ve Zahireciler çarşılarının plan, mekan, malzeme-teknik ve süsleme bakımından mimari özellikleri üzerine genel değerlendirmeler yapılmıştır. Uzun bir dönem içinde oluşmuş Anadolu ticaret mimarisinin gelişim halkalarından olan bu çarşılar, bölgesel mimari anlayış çerçevesinde farklı karakterlerle karşımıza çıkmaktadır. Çalışmanın amacı; Mardin ticaret merkezinde tarihî kimliğe sahip çarşıların tarihsel süreç içindeki oluşumu, gelişimi ve değişimini tespit etmek, işlevini yitirmekte olan bu çarşıların mimari özelliklerini belirlemektir. Çalışmamız konuyla ilgilenen başka araştırmacıların faydalanabileceği bir kaynak olacağı için de ayrıca önemlidir. Mardin çarşılarının, şehrin coğrafi özellikleri çerçevesinde Ulu Cami ve etrafında üstü açık çarşılar olarak, sokak dizilişleri şeklinde geliştikleri tespit edilmiştir. En erken, Artuklu Dönemi’ nde şekillenmeye başladığını düşündüğümüz bu çarşılar, süslemeden uzak, tonoz sistemiyle örtülmüş ve zamanla yan yana dükkanların dizilişiyle sonradan birbiri ile organik bağı kurulmuş arastalar şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Çarşılarda, aynı veya birbirine yakın işkollarına mensup meslek zümrelerinin ayrı birer arastada yer aldığı görülmektedir.Article MARDİN ÇARŞILARININ TARİHÎ VE MİMARÎ ÖZELLİKLERİNE DAİR TESPİTLER(EGE ÜNİVERSİTESİ, 2018) Yeşilbaş, Evindar; Yeşilbaş, Evindar; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiMardin’de Kültür Bakanlığı Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescil edilen beş adet ve henüz tescili gerçekleştirilmeyen diğer üç adet çarşı ile toplamda sekiz çarşı, araştırmaya konu olmuştur. Çalışmada, Aktarlar, Ayakkabıcılar, Bakırcılar, Çarıkcılar, Marangozlar, Tellallar, Revaklı ve Marangozlar Çarşılarının plan, mekan, malzeme-teknik ve süsleme bakımından mimari özellikleri üzerine genel değerlendirmeler yapılmıştır. Uzun bir dönem içinde oluşmuş Anadolu ticaret mimarisinin gelişim halkalarından olan bu çarşılar, bölgesel mimari anlayış çerçevesinde farklı karakterlerle karşımıza çıkmaktadır. Çalışmanın amacı; Mardin ticaret merkezinde tarihi kimliğe sahip çarşıların tarihsel süreç içindeki oluşumu, gelişimi ve değişimini tespit etmek, işlevini yitirmekte olan bu çarşıları mimari özelliklerini belirlemektir. Çalışmamız konuyla ilgilenen başka araştırmacıların faydalanabileceği bir kaynak olacağı için de ayrıca önemlidir. Mardin Çarşılarının, şehrin coğrafi ve kültürel özellikleri çerçevesinde Ulu Camii ve etrafında üstü açık çarşılar olarak sokak dizilişleri şeklinde geliştikleri tespit edilmiştir. En erken Artuklu Döneminde asıl karakterini kazandığını düşündüğümüz bu çarşılar, süslemeden uzak, tonoz sistemiyle örtülmüş ve zamanla yan yana dükkanların dizilişiyle sonradan birbiri ile organik bağ kuran çarşılar şeklinde karşımıza çıkmaktadır.Article Mardin Müzesi ve Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nde Yer Alan Madeni İbrikler(2024) Allak, Fırat; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiEl sanatları içerisinde önemli bir grubu oluşturan madeni eserler; kullanılan malzemenin yanında kap türü, form ve süsleme açısından çeşitlilik göstermektedir. Bu çeşitlenmelerden biri de çoğunlukla temizlik maksadıyla kullanılan ibrikler olarak karşımıza çıkar. Maden sanatının güzel örnekleri arasında yer alan ibrikler, temizlenme ihtiyacı, su taşıma ve sıvı maddeleri muhafaza etmek gibi kullanımlarının yanında, bazı dini ritüelleri yerine getirmek için de tarih boyunca farklı medeniyetler tarafından kullanılmıştır. Bu çalışmada; Mardin Müzesi ile Sakıp Sabancı Kent Müzesi’nde yer alan madeni ibrikler incelenmiştir**. Çalışmadaki amaç; sözü edilen her iki müzede yer alan ibrik kaplarının form, süsleme ve tasarım özelliklerini Sanat Tarihi disiplini içerisinde tanıtıp değerlendirmektir. Müzelerden alınan izinlerden sonra teşhir salonu ve depolarda yer alan ibrikler üzerinde yapılan detaylı incelemeler sonucunda bunların farklı formlara sahip olduğu, dövme yapım tekniğinin uygulandığı ve bakır malzemeden üretildikleri tespit edilmiştir. İbriklerin süslenmesinde çoğunlukla kazıma tekniği uygulandığı, bunun yanında kabartma tekniğinin de görüldüğü örnekler mevcuttur. Ele alınan ibriklerin süsleme konuları ise, bitkisel, geometrik, yazı ve figür olmak üzere dört çeşit bezeme türünün kullanıldığı anlaşılmaktadır.Article MARDİN MÜZESİ’NDE BULUNAN 17.-19. YÜZYIL GÜMÜŞ BİLEZİK ÖRNEKLERİ(Turkish Studies, 2018) Yeşilbaş, Evindar; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiAnadolu coğrafyasında tarih öncesi çağlardan günümüze kadar maden işlemeciliği ve takı sanatı alanında önemli el sanatlarının üretildiği bilinen bir gerçektir. Çeşitli malzemelerden üretilen el sanatları arasında gümüş madeni takı, sikke, gündelik eşya, savaş aletleri üretiminde kullanılan değerli bir maden olmuştur. Takılar, el sanatları içinde büyük bir hassasiyetle çalışılan, sembolik anlamlar taşıyan, nazara karşı koruma sağladığı düşünülen ürünlerdir. Gümüş işlemeciliği alanında merkez konumundaki Mardin, hem Artuklu, hem de Osmanlı Döneminde bu özelliğini devam ettirmiş ve bu kentte her dönemde önemli eserler üretilmiştir. Çalışmamızda da, Mardin Müzesine satın alma yoluyla gelmiş 17.-19. yüzyıllara ait gümüş bileziklerden yedi tanesinin kataloğu oluşturulmuştur. İncelediğimiz örneklerden bazıları müzede bulunan teşhir salonlarının yetersizliği sebebiyle depolarda muhafaza edilmektedir. Örneklerin, malzeme ve teknik, ölçü, müzeye geliş yolu ile ilgili bilgiler verildikten sonra ayrıntılı tanımları yapılmıştır. İncelenen örnekler üzerinden Mardin’de 17.-19. yüzyıl gümüş bilezik üretimine, form ve biçim ile süsleme özelliklerine yönelik değerlendirmeler ortaya konulmuştur. Yaptığımız incelemeler sonucunda 17.-19. yüzyılda bilezik modasında süslemelerde ajur tekniği, kabartma, kakma, kazıma, savatlama teknikleri tek tek kullanılmakla birlikte birden fazla tekniğin beraber de kullanıldığı görülmüştür. Bu konunun seçilmesinin sebebi Mardin Müzesinde sergilenen takıların katalog çalışmasının daha önce gerçekleştirilmemiş olmasıdır. Bu çalışmanın Mardin Müzesinde bulunan diğer el sanatlarına literatür ve bilimsel çalışmalar açısından örneklik teşkil edeceği düşünülmektedir.Article Mardin'de Kitabeli Bir Konak: Akikol Konağı(2024) Tümer, Şerif; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiPlân kurgusu ve malzeme açısından Anadolu Geleneksel Türk konut mimarisinin nitelikli örneklerinden olan Mardin evleri, coğrafyanın mimari üzerindeki belirleyici ve sınırlayıcı etkilerinin açık şekilde izlendiği örneklerdir. İklim ve topoğrafyanın zorlaması bu konutları şekillendiren temel etkendir. Mardin konutlarının temel yapı malzemesi olan taş sadece boşluğu sınırlandıran bir unsur olarak kalmamış aynı zamanda estetik arayışın ince zevkinin ürünü olan süsleme unsuru olarak da karşımıza çıkmaktadır. Plân kurgusunda avlu ve eyvan ikilisinin belirleyici olduğu bu konutlara Mardin’in ince taş işçiliğine sahip süsleme programı da eşlik etmektedir. Eski Mardin olarak anılan bölgede, Mardin Kalesi ve Mardin Ulu Camisi’ne bağlı olarak şekillenen şehircilik anlayışının belirleyici siluet unsurlarındandır. Bu çalışma kapsamında incelenen konut eski Mardin olarak bilinen bölgede Savurkapı Mahallesi’nde yer almaktadır. 321. ada ve 25. parselde yer alan konutun oturum alanı, ebatları, mimari ve süsleme unsurları tipik bir Mardin evinin ana hatlarını sunmaktadır. Üst kat eyvanın kuzey duvarında yer alan kitabe yapının konut bazında anıtsal mimariye yaklaştığının en önemli göstergesidir. Kitabe çözümlenerek çalışmaya dâhil edilmiştir. Daha önce üzerine çalışılmamış olan konağın ölçüleri alınmış, fotoğrafları çekilmiştir. Çizimler vasıtasıyla desteklenen süsleme unsurları ise yapısal bozulmanın baş gösterdiği konağın mimari detaylarını belgelemesi açısından önem arz etmektedir.Article Mardin’deki 13.-15. Yüzyıl Cami ve Medreselerinde Taç Kapı Tasarımı ve Bezemesi(MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ, 2020) Yeşilbaş, Evindar; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiSüsleme, yapıları izleyenler üzerinde beğeniye yönelik bir etki oluşturmasını sağlayan yapının tamamlayıcı bir bileşenidir. Her dönemde kendi içinde mimari yapıların süsleme repertuvarında bir modanın yansıması şeklinde benzer uygulamalarla karşılaşmak mümkündür. Mardin’de de farklı dönemlerde hakimiyet kuran devletlerin günümüze ulaşan mimari eserlerine baktığımızda stil birlikteliğinin varlığı çok net bir biçimde anlaşılmaktadır. Taç kapı, yapıların süsleme programlarında taş işçiliğinin en iyi şekilde sergilendiği, yapılara anıtsallık katan en önemli unsurdur. Taş ustasının sanatını en iyi yansıttığı alan olan bu mimari elemanlar, devrin sanat üslubunun da belirlenmesinde en dikkat çekici öğelerdir. Çalışmamızda Mardin merkezde yer alan 13.-15. yüzyıla ait cami ve medrese taç kapı örneklerimizi; Latifiye Camii, Melik Mahmut Camii, Şehidiye Camii, Hamza-i Kebir Camii, Zinciriye Medresesi, Kasımiye Medresesi oluşturmaktadır. Çalışmada yapıların genel tanımları mimari ve plan özellikleri kısaca verildikten sonra, taç kapı tasarımları aynı başlık altında detaylı bir şekilde açıklanmaktadır. Değerlendirme ve tartışma bölümünde ise cami ve medreselerin taç kapı süsleme programlarında karşımıza çıkan malzeme, teknik, süslemede görülen desen ve motiflerin özellikleri ortaya konulmaktadır. Taş işçiliğine sahip bu yapıların süslemelerinde motif ve kompozisyon ortaklığı ile bütüncül bir yaklaşım sergiledikleri görülmektedir. Anıtsal ölçüde inşa edilen taç kapıların, Selçuklu taç kapı geleneğini ve Suriye taş işçiliği bezemesinin birleştirilerek ortaya konulduğunu söylemek mümkündür.Article MARDİN’DEKİ ARTUKLU TÜRBELERİ(2020) Erdal, Zekai; 02.11. Department of History of Art / Sanat Tarihi Bölümü; 02. Faculty of Letters / Edebiyat Fakültesi; 01. Mardin Artuklu University / Mardin Artuklu ÜniversitesiMardin, Türk-İslam sanatı ve mimarisinin anıt eserlerini barındıran nadir şehirlerden birisidir. Özellikle Artuklularla birlikte ön plana çıkan ve onlarla birlikte de var olmaya devam eden Mardin, eski dokusunu koruması açısından da önemli turizm merkezlerindendir. Necmeddin İlgazi tarafından 1106’da Mardin merkezli kurulan Artuklular 1409 yılına kadar hüküm sürmüşlerdir. Mardin ve çevresinde önemli kültür varlıkları ortaya koymuşlardır. Tahta geçen Artuklu sultanları hayrat olarak cami, medrese, türbe gibi binalar yaptırmışlardır. Sultanlar ve yakınları ya bu yaptırdıkları yapıların içindeki bir mekâna veyahut sadece müstakil türbelere defnedilmişlerdir. Sultanların gömüldüğü mekânların bir kısmı günümüzde mevcut iken bir kısmı ise sadece arşivlerde anılmaktadır. Bu çalışmada Mardin’i üç asır boyunca başkent yapan ve şehrin her tarafına Türk-İslam mührünü vuran Artuklu hanedan üyelerinin gömüldüğü türbeler ele alınmıştır. Mevcut olmayan yapılar çeşitli arşiv kayıtlarından tespit edilmiştir. Yanlış bilinen türbeler ise yeni belge ve bilgiler ışığında yeniden tanımlanmıştır. Mardin’deki Artuklu Sultanlarının gömüldüğü türbeler ilk defa bu çalışma ile bir araya getirilerek incelenmiştir.